hesabın var mı? giriş yap

  • annenin yakın arkadaşlarından oluşan bir whatsapp grubuna katılmasıyla asıl etkilerini hissedersiniz. her gün kadim dostlar whatsapp grubunda neden onun da özlü sözler içeren görseller paylaşamadığı, o görselleri bulanların nasıl bulduğu (- "kızları buluyor tabi onların sen bana hiç bulmuyorsun") ama kendisinin bulamadığı, ayşe hanım'ın son gönderdiğine nasıl bir cevap yazması gerektiği ayrı bir olay oluyor. ama grubu okuması çok zevkli ehehe:

    - günaydın hanımlar bugün hava yağmurlu
    - günaydın neclacığım, evet hava yağmurlu
    - kızlar günaydın (her arkadaş grubundaki gönlü genç teyze) burada yağmur var (2 ilçe öteden bahsediyor asdf)
    - günaydın, nasılsınız, yağmur berekettir
    - günaydın gülerciğim, haklısın. şemsiyenizi almayı unutmayın.

    anne: acaba ben ne yazsam, bir şey söylesene.
    ben: hepiniz yazınca bugün havanın yağmurlu olduğunu nihayet anladım, saolun kızlar yaz ahahsd.
    anne: git.

  • hahahah çok güldüm sözlük. oğlunu, kızını ahlak için bu üniversiteye göndermeyecekler varmış.

    benim çocuklarda o kadar beyin yok demiyo da...

  • arda turan, rıdvan dilmen, hidayet türkoğlu ve sedat peker'in fakir olduğunu anladığımız harika bir genelleme. teşekkürler fasulye.

  • cidden çok enteresan yıllardı.

    sonra turkcell telsim'e karşı bir kampanya yaptı. turkcell'den turkcell'e dakikası 4 kontör oldu, turkcell harici aramalar gene 10 kontör ücretle devam etti.

    sokaktaki adamın bu kampanyaya tepkisi ise şu oldu:

    - abi 1.5 dakikadır konuşuyorsun, girdi kol gibi.
    + abi turkcell kampanya yapmış, dakikası 4 kontör. girmiyor yani.
    - yürü git lan! nasıl 4 kontör oluyor?
    + vallaha bak!
    - vay amuğa goyyim.

    evet, beklentilerimiz buydu, düşüktü. sonra uzaklardan bir yerlerden aria ve aycell adlı iki kahraman çıktı.

    aria : "günde 10 kontör bedava" gibi akıl almaz bir kampanya yaptı. aklımızı başımızdan aldı.
    aycell : cüzi bir paraya öğretmen hattı sattı. sınırsız denen kavramı hayatımıza soktu.

    başlarda turkcell "zengin hattı" olduğundan, marka pantolon, ayakkabı giymek gibi bir şey olduğundan, bazıları kazık da olsa, hattını değiştirmeye kıyamadı ama o kitle de zaman içerisinde azalınca, turkcell pazarı kaptırmamak için kampanyalara başladı.

    o yüzden ne zaman avea ile ilgili sözlüğe kötü bir şey yazasım gelse, yazar, silerim. adamlar bizi nerelerden kurtardılar, ahde vefa denen bir şey var. turkcell'i ise geçmişten gelen kinle petrol milyarderi olsam kullanmam.

  • "bu teröristlerin türkiye'ye etkileri olacak ve türkiye bunun bedeli ağır ödeyecektir. terörü bir kart gibi cebininize koymanız mümkün değildir. çünkü terör akrep gibidir, cebininize koyduğunda ilk fırsatta seni ısıracaktır. "

    beşar esad - 4 ekim 2013

  • birisi lv cüzdan yazmış. lc waikiki sandım bi an. google'layıp anladım sonra.

    bu da benim fakirlik gösteren detayım olsun :(

  • yevgeny petrov 1930'lu yıllarda popüler bir sovyet yazardı. ve kendisinin eğlenceli kişiliğinin yanında çok nadir bir hobisi vardı. isimler uydururarak başka ülkelere mektuplar gönderir ve yabancı ülke pullarıyla süslenmiş "muhatap bulunamadı" iade mektubunu beklerdi.

    nisan 1939'da yeni zelanda'ya, kendi uydurduğu merrill ogin weisley adına bir mektup gönderdi. mektubu ingilizce olarak yazdı:

    "sevgili merrill. lütfen pete amca'nın vefatı nedeniyle en içten taziyelerimi kabul edin. uzun zamandır yazmadığım için beni bağışlayın. umarım ingrid iyidir. kızını benim için öp. muhtemelen zaten çok büyümüştür. evgeny'niz"

    iki aydan fazla bir süre geçti, yeni zelanda posta idaresinden iadeyle ilgili bir mektup gelmedi. mektubunun kaybolduğuna inanan yevgeny petrov artık o mektubu unutmaya başladı. ama ağustos ayında bir cevap mektubu geldi.

    "sevgili evgeny. başsağlığı için teşekkürler. pete amca'nın gülünç ölümü bizi altı ay boyunca tedirgin etti. umarım mektuptaki gecikmeyi affedersiniz. ingrid ve ben, bizimle birlikte olduğun o iki günü sık sık hatırlıyoruz. gloria çok büyük ve sonbaharda 2. sınıfa gidecek. ona rusya'dan getirdiğin ayıyı hala saklıyor"

    mektupla beraber bir de fotoğraf geldi.

    yevgeny petrov daha önce yeni zelanda'ya gitmemişti ve gelen cevaptan sonra şok oldu. sonrasında neşeli hali gitti, içine kapandı ve sağlığını kaybederek hastanede yattı. gizemi çözmek için yeni zelanda'ya tekrar mektup yazdı ama cevap alacak kadar çok yaşamadı. ikinci dünya savaşı başlamıştı ve savaş muhabiri olarak görev aldı. kuşatma altındaki sivastopol'dan dönerken uçak kazasında hayatını kaybetti.

    yazdığı ikinci mektuba yeni zelanda'dan cevap geldi. önceki kadar tuhaftı:

    "sen bizimleyken, gölde yüzmeye gittiğinde korktum. su çok soğuktu. ama kaderinizin boğularak değil, bir uçak kazasında ölmek olduğunu söylemiştiniz. lütfen dikkatli olun ve mümkün olduğunca az uçun"

    ek olarak; olayın bir şaka ya da kurgu olduğu tam olarak bilinmiyor. benzer bir konu kevin spacey'in oynadığı 17 dakikalık bir kısa filme uyarlanmıştı

    https://youtu.be/x2gysn-y6pk?si=_ijjqobig46vku6n

  • devlet bu krediyi toki'nin yeni yapacağı ucuz konutlar için uygulamalı.

    hazırda bitmiş evler için değil.

    toki de maliyetine evleri halka satmalı.

    işte o zaman emlak piyasası biraz regüle olur.