• her biri insana güç veren, her biri ayrıca insana yeni bir yükümlülük getiren olgudur.

    her bağ bize yeni şeyler katar, yeni yönlerimiz ortaya çıkartır, benliğimiz geçmiş, var olan ve gelecek ile bu ilişkiler üzerinden yeni yeni bağlar üretir. bazen birilerinin anılarını geleceğe aktarırız, bazen birilerinin anısı oluruz.

    ilişkiler zor şeylerdir. emek isteyen şeylerdir. zaman isteyen şeylerdir. bazısı zayıftır, bazısı çok güçlüdür.

    bu anlamda ilişkiler beni korkutur. her yeni başlangıç, bu bir evcil hayvan olsun, bir arkadaşlık olsun, bir sevgili olsun, bir hobi grubunun parçası olmak olsun, yeni bir işe başlamak olsun beni korkutur.
    çünkü her yeni bağ bana çok şey katacağı gibi sonu gelecektir. sonu gelen, kopan bağlar insandan çok şey götürür. bazı insanlar bu bağların kopmasının götüreceği şeyler korkabilirler.

    bu sebeple her ilişki potansiyel bir bağımlılıktır. benim gibi biriyseniz bunlara sık sık girmekten çekinebilirsiniz. daha başlarken sonunu düşünmek güzel bir alışkanlık değil ama kimi insan kaybetmeye yeğleyebiliyor.
  • ilişki;
    iletişimdir
    yakın olmaktır
    şefkattir
    kahkaha atmaktır
    dokunmaktır
    özlemektir
    yemek yemektir
    sızmaktır
    koluna girmektir
    güvenmektir
    özlemektir
    merak etmektir
    saygı duymaktır
    hem arkasında hem yanında olmaktır
    beklemektir
    bakışmaktır
    endişe etmektir
    özlemektir
    aile olmaktır
    birlikte olmaktır
    güçlü olmaktır
    elinden tutmaktır
    elini uzatmaktır
    sarhoş olmaktır
    özlemektir
  • ben büyüyünce ya ilişki kuramcısı, ya duygu felsefecisi olucam; çok havalı.

    kişinin arzuyla ilişkisi ve arzu imgeleyişine göre yaşam bağı ve dünya görüşü biçimleniyor.

    kuzey aklı zeka temellidir ve varoluş, doğa savaşımı yönelimlidir. ilişki temelli değil, o yüzden soğuk enlem insanı empatik olmayabilir, anlayışı farklı işler.

    bitmiş evliliğin açıkça bitmesine izin vermemek bir tür leşoburluk.

    onunla ilişkisinden öğrenmese, mutlu çift değil de, mutsuz çift olduğunu anlamadan anası babası gibi yola devam ederdi.

    ***
    düşiliş

    düşsüz gece yok
    düş feneri gözler

    senin kokunu içiyorum
    etine senin doluyorum
    ruhunla uçuyor
    kendimle yere inip duruyorum
    özüm bir kara ağırlık
    sana gövdenle ulaşıyor
    oradan gök deliği buluyorum
    seninle iki uçlu kulaç
    aynayla kendimim -aynıyla

    deniz gözden ırılmıyor

    ***
    o bir yoldaştı. ikisinin ilişkisinin destek tekerleğiydi.

    ben bir tür gazeteci yazarım. ruh gazetecisi. ruhtan skandal haberler. atlatma ilişki dedikoduları.. aktüalite.. (bkz: yazar/@ibisile)

    ilişki asimetrisi ve dengesizliği içinde birimiz ötekini çıtır yapıp kendisi çıtırcı olacak. ya ben onu, ya o beni.

    sürüp giden ilişkide, dışarıda işi gücü olan kaçandır, sevmeyendir, daha doğrusu sevilen. işsiz güçsüz olan, yeterli oyalantısız bekleyen, aşıktır, yakınmacıdır. kişisel değil durumsal duygular yani rol bütünlemeleri.. ikisinin de oyalantısı bol diyelim, eve erken dönen, ötekini bekleyen, ötekine hazırlanan ilişkinin seveni ve sahibidir.

    "ne yakar yandırır ne yürek bulandırır," dedikleri ilişki ve de zararsızdır; ortalamadır belki.

    en azından bir düzeyde, 'hayat ilişki ve ilişki sorunlarıdır,' mı demeli.

    ilişkiden kaçınarak sadakat sorununu çözemezsin.

    ilişki kurtulsun diye, kurulsun diye çocuk yaparlar. bir dua, bir umut gibi.

    zaman geçtikçe ilişkinin şansı artıyor, tüzel kişilik gibi kendi eti canı olmaya başlıyor.

    iyilik olsun diye, ilişki tartısında hep hafif çekmek, sonra hafifim, kaale alınmıyorum diye alınmak, gücenmek... iyilik olsun diye değilse, güç dengesindendi; sonraki gönül koymayı geçersizleştirir.

    bu karıkoca birbirini hep özlüyor, hep itişiyor ve ne zaman yaklaşsa kaçmaya başlıyorlar. kişiler değil, ilişki ödips.

    eskiden mastürbasyon bir başkasıyla ilişkinin ikamesiydi. narsistik yeni dünyada ilişki mastürbasyonun yerine geçen oldu. her çağda her ikisi vardı, önem ve öncelik sıraları değişti.

    geçici ilişkilerde pek çok can sıkıcı aksiliği uyuşmazlığı önemsemiyorum; nasıl gelişirse gelişsin. nerde trak orda bırak. buranın garipliği, iyi bir ilişkide katlanmaya değecek olan bazı aksilikler de inadına göze batıyor. ilişki dipli köklü değil ki, niye eksiğe gediğe katlanayım?

    her ilişki yarı açık, yarı kapalı ilişkidir. kısmi ve seçici geçirgen, yarı açık yarı kapalı devre. en azından kendine yarı kapalı, karşına aldığına yarı açık.

    bir ilişkide asla tüm kartlar açık olamaz/açılamaz. bu bir içtenlik sorunu değil varlığın karanlık tarafı sorunudur. ilk ipucunu bilinçdışında verir.
    karanlığın keşfi (bu yerine göre bilinçdışıdır, yerine göre iç kötülük, veya denetlenmesi zor güçlerimizdir) bilgeliğe de deliliğe de yol açar. olasıdır. çizgi film ghostbusters bununla flört eden, eğlenceliğe dönüştüren, meraklanan bir ürün gözüyle görülebilir. bunları araştırırken ilişkiden, ilişkideki kartlar eller belirsizliğinden uzaklaşmış oluyoruz. kendimize ve evrene dönmüş oluyoruz. bir ilişkiyi doyurucu yaşamanın bir ilkesi açılmaya ve başka bağlar kurmaya izin verme katsayısıdır. neticeye karışmıyoruz, bilemeyiz. her ilişki de her kişi de birer evrendir. çöl gezegeni de olsa bir evrendir.

    ilişki dengesizliklerinde, ilişki sorununda sınırlarını ve kendini bilmek, içinde açmaza veya güçsüzlüğe izin vermek, kararını yönünü seçimini fark etmek, kahretmemek*, aşırı alacak biriktirmemek*, batık alacakları tanımlamak önemli. alacaklı olan eylemeyen, sadece etik üstünlükle* idare eden biridir, saçını süpürge eden* anaya dönüşür.

    ilişkide, söyleşimde* karşı karşıyayız. verirken ama asıl alırken duygudan bağışık sindirim sergilemem gerekmez. topa tutuluyorum, ben de topa tutarım. ayrıcana bozulmak normal hazma dairdir. söz konusu olan ideal hazım değil.

    bir ilişki olasılığında doğrudan duyguna ve çıkarına göre davranmalıdır. son yıl içinde güzel çirkin, büyük küçük ikilemlerini aştım.. kafan olsun belin olsun (hatta cebin olsun) bir yerine hitap eden her hatun/erkek radara girmiştir. niyet ve eylem sana bakar; ister alır ister kaçarsın. burada olur, olmaz, münasip, değil düşünceleri becerebileceğimizden daha fazla hayat kontrolünü öngörüyor. ayrıca zaten her kadın/erkek birbiri için devralma devretmeye tabidir. birbirimizin sahibi değiliz, ama o devir gelinceye kadar birbirimize iyi davranabilir veya birbirimizin ağzına sıçabiliriz. hem kan çıkmazsa para yok.

    eksi yarıktır hatta dibe doğru uzanan çukur kadındır. artı yarığa sokulmuş değnek veya çöptür; erkek değil kadın-erkek ilişkisidir.

    imkansızı sevmek zor değil, aşırı kolay. o yüzden çoğu insan aşk kariyerine platonik aşkla başlar. alacağını, kimse bilmeden gönlünce alırsın, vereceğini gönlünden koptuğu kadar aynen kendi kendine verirsin. o yüzden gerçek ilişki, olanaksız ilişkiden daha zordur.

    ilişkide her geri dönüş, barışma, eski kötü muameleleri tamamen unutma/silme sayılsa (olsa) daha iyi. her barışma eski küsme nedeni tükürüklerin yalanmasıdır. ileride yeniden tükürülecek bile olsa öyledir.

    imam nikahlı değil, ayrılık nikahlıyız. önce ayrılındı, acıdı mı acıdı, sonra ayrılık acısı hafifledi, geçti, yeni viteslere takıldı. bu sefer de yeni tür evli, yeni evli gibi olduk. hem ayrı hem çok yakın. bütün karmaşasıyla birlikte onu seviyorum, ama kendi karmaşamı da bırakmıyorum. burada ve şimdiden öte hep olduğu gibi, tipik birliktelikten çıktı, tipik ayrılığa girmedi.

    yenisine yol verirsin, sen tarih olursun. ilişkide de öyle. hayatta ise azrail'i görünce can bizim bedeni beğenmez oluyor. yakışıklı galiba. karizmatik.

    belki, her insanla etkileştiğimiz ruh ve beden nokta/bölgemiz apayrı. o odağa göre, o odağın iyisi, kötüsü, artanı, azalanı türde ilişki kuruyoruz. bunu kısmen anlama ipucu, insanın piramit yapısında olması ve o piramidin farklı yüzleriyle farklı insan ilişkileri kurmamız. piramit ile etkileşim odağıodak varsayımları birbirinin türevi kadar yakın, ama farkları var. manyetik alan ve ilişki çiftleri demek, önceden beri var olabilecek sabitlerin denemeyle, karşılaşmayla saptanması demek.

    her ilişki ve ayrılıkta bir denge olduğundan kolayca söz edilir ya: adam uçurum kenarına götürdüğü kadının sırtına arkadan hafifçe dokunuyor. kadın uçurumun dibinde. yargı veya sorgulamasında durumu özetleyişi: "bir yol ayrımına gelmiştik. ben geride kalmayı* seçtim."

    insanlara ayık ilişki yasağı koymak gerek. denetimli serbestlik gibi oluyor ayıklık. 'bir azcık daha ayık kalalım, radardan kurtulunca tekrar esrar çekeriz,' gibiyiz tüm ayıklar. o ayık kendindelik sırasında herkes felsefenin kendi meşrebine uyan tarafını yalamış yutmuş, mavi kanlı kadar soğukkanlı.. sarhoşken doğanlar hariç hiçbir çocuğa aşk çocuğu dememeli. sarhoşluk bebeleri de aşk çocuğu değil, ama hiç olmazsa saf kof beyinle yapılmamış beden bebeleri.

    orospu neden sevilir, metres neden sevilmez? metrese karıyı da ekleyelim.
    ilk ve sade yanıt "orospu şımartır da ondan," çıktı. benimki: orospu senin değil diye sevilir, metres senin diye sevilmez. insan sahip olduğunu (veya sandığını) sevemez. temelde insan ancak bütünüyle sahip olamayacağı kimseyi sevebilir. en çok çıldırtabilen de sevdiği olur. sahip olduğunu sadece korur bakar şefkat gösterir vs. insan insana sahip olamaz, kendine bile olamaz, insan özgürlüğe çarptırılmıştır, ama sahiplik sanısı bile sevmesine engel olur. sonradan sevdiğini anlamaların bir kısmı odur işte: olduğunu sandığı kişiye sahip olamadığını sonradan anlamıştır.
    karı da senin diye sevilmez. karına sahip olmamışsan sevmeye devam edersin. kadınların bazısı bunun kıvamını ve yönetimini iyi bilir. düşük olasılık ama akıllı ve şanslı bir erkek de düzene kolay teslim olmayacağını, ağa yakalanmayacağını hissettirerek ilişkisini diri, kadının ilgisini canlı tutabilir. bu manipülasyonlar genelde erkekleri bir hayli aşar, doğuştan beceri de ister.

    bir yaygın/anonim rahip/rahiplik kurumu olarak, günah çıkartmaekşi sözlük ha, çok iyi ve ilginç fikir. hem platform olarak hem ekşi mesaj olarak. tüm mahrem ilişkiler aynı anda hem günah çıkarma işlevinde, hem özgün ve ileri eylem alanı sunuyor. ilişkinin çıplak bilgi kaynağı oluşu bu çifte olanaktan besleniyor.

    benim burçsal (balık burcu) olarak gizeme, gizlenmeye gereksinimim var. ama bir o kadar da ilgiye. yazmak (ve ilişki) her iki gereksinimi gideriyor. kişisel gerçek ve yazılı iletişimde gerekli yeterli anlaşılmayı/anlamayı herkesin er geç sağlayacağına güvenim tam. hepimiz öteki için en kıymetlisinden de olsa figüran, kendinde en beterinden de olsa kahraman veya antikahraman. öznelerarası sevgi olmasa bu saptama hepten mutlak olurdu. balık üstü ikizler olarak ben hem göz önünde, ortalıkta hem gizliyim. (bkz: nesneleşme/@ibisile)

    yerleşimlerin, coğrafya parçalarının insan topluluklarıyla ilişkisi ana hatlarıyla flört, birlikte yaşama veya evlilik biçimlerini alabiliyor. çıkmalar kısa süreli ilişkiler, beylikler ve el değiştirmeler halinde.. evlilikler ise belli bir toplumla, onun örgütlenmesi imparatorlukla yerleşimin neredeyse birlikte anılmalarıma neden olabilecek uzunlukta ilişkileri yansıtıyor. ergenekon, türk yurdu, orta asya diyorsunuz ya. yine de, yer orada. üstüne kim gelir, konar eğleşirse onunla ilişkiye geçip onu yansıtmaya hazır. yer/leşim dişil bir varoluş, yumurta gibi, toprak ana gibi. (bkz: yerleşim/@ibisile)

    "ama yahudi şimdi, bu insan süprüntüsüyle olağanüstü bir yok-ilişki kurduğunu farketti." patrick white - arabadakiler

    jean-paul sartre kendimizle ilişkimizi her an her şeyi bilme, kendimize karşı ayna veya tabak gibi olma diye kavramlaştırıyor galiba. oysa kişioğlu su gibi hava gibi, burgaçlanarak, karışıp kendi içine kıvrılıp, durulup, dışarı doğru çözülerek, kendinden kaçarak, kendini bularak dönel, döngüsel ve faz gecikmeli biçimde davranıyor yani öz-ilişki kuruyor. varlık ve hiçlikin varoluş bakımından ilişkisini irdelemek için (bkz: jean-paul sartre), l'etre et le neant/@ibisile.

    [batının formülü: crx (evrenin çeşitliliği ve içindeki her şey bilinmeyenle ilişki içindedir.)
    doğunun formülü: c=x (tat tvam asi = sen busun)] (bkz: the masks of god/@ibisile)

    "aslında yazmadığım için özür dilemek zorunda değilim, neticede mektup yazmaktan ne kadar nefret ettiğimi bilirsiniz. şikayet etmek amacıyla değil, sadece genel bir gözlemimi aktarmak amacıyla söylüyorum, hayatımdaki bütün dertler mektuplardan ya da mektup yazma ihtimalinden kaynaklanmıştır diyebilirim. insanlar bugüne kadar beni hiç yanıltmadılar, ama mektuplar hep yanılttılar, işin ilginci başkalarının yazdığı değil kendi yazdıklarım. (...) mektup yazmak aslında hayaletlerle ilişki kurmaktır, bu hayaletler her bir mektubun, hatta bütün mektupların içine sızan ve her birinin diğerine şahit olarak destek verdiği; tabii ki sadece mektup yazılanın değil yazanın da hayaletidir. insanlar neden birbirleriyle mektupla iletişim kurabilecekleri fikrine kapıldılar! uzaktaki bir insanı düşünebilir, yakındaki insana elimizle temas edebiliriz, bunun dışındaki her şey insan gücünün ötesindedir. (...) insanlar hayaletlerin gücünü yok etmek ve doğal bir ilişki sağlamak, ruhları huzura kavuşturmak için trenleri, arabaları, uçakları yaptılar, ama hiçbir faydası olmadı, tüm bunların kaza yapmak için yapıldıkları aşikar. karşı taraf daha sakin ve güçlü, posta sisteminden sonra hayaletler telgrafı, telefonu, telsizi icat ettiler. onlar açlıktan ölmeyecekler ama biz çürüyüp yok olacağız." franz kafka - briefe an milena

    "ilişki sadece insanlar arasında psişik bir mesafe olduğunda mümkündür, aynı şekilde ahlak da özgürlüğe dayanır. bu nedenle kadının bilinçdışı eğilimi evlilik yapısını gevşetmeyi amaçlar, evliliğin ve ailenin yıkımını hedeflemez." carl gustav jung - aspects of the feminine

    [hastaya "karınla cinsel ilişkiye girmen onunla ilişkide olduğunuz anlamına gelmez" diyecek olsam adam bunu anlamaz zira o kendisinin karısıyla ilişkide olduğunu sanıyor.] carl gustav jung - aspects of the masculine

    "anlaşılıyor, gerçek ilişki olanaksız ilişkiden daha zor. büyük oranda, ilişki sürdürmek ilişki bitirmekten zordur. bitiriş konuşması, pek çok yerde bitiremeyiş konuşmasına döner; oradaki havayı sever ve selamlarım." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    "ilişki her şeydir. daha doğru bir ad vereceksen bunun adı 'çift anlamlılıktır', müphemliktir." thomas mann - doktor faustus

    "insan, bir başka insanla ya da herhangi bir olguyla arasındaki ilişkiyi biçimlendiremezse bu ilişki yok demektir." tezer özlü - yaşamın ucuna yolculuk

    (ilk giri tarihi: 24.5.2015)

    (bkz: ilişkiler/@ibisile), insan ilişkileri
    (bkz: bir ilişki/@ibisile)
    (bkz: iyi ilişki/@ibisile), iyi bir ilişki
    (bkz: açık ilişki)
    (bkz: sevgi ilişkisi/@ibisile)
    (bkz: ilişkisel/@ibisile)
    (bkz: ilişkimize ara verelim), ilişkiye ara vermek
    (bkz: ilişkiye başlamak/@ibisile), ilişkiye girmek
    (bkz: ilişki yorgunluğu)
    (bkz: ilişki dinamikleri)
    (bkz: ilişkisi var/@ibisile)
    (bkz: relationship), shiplemek
    (bkz: aşk motoru)
    (bkz: bağımlı ilişki/@ibisile)
    (bkz: aşk ilişkisi/@ibisile), aşk/@ibisile
    (bkz: ilişkilerde devralma devretme ilkesi)
    (bkz: ilişkilerin bitme sebepleri/@ibisile)
    (bkz: her ilişki başladığı gibi biter)
    (bkz: sence de biraz hızlı gitmiyor muyuz)
    (bkz: iletişim/@ibisile)
    (bkz: sevmiyorsan), seviyorsan/@ibisile
    (bkz: insanları sevmemek/@ibisile)
    (bkz: arinç)
    (bkz: bütünlük/@ibisile)
    (bkz: değmeyecek birini sevmiş olmak/@ibisile)
    (bkz: kızı anırtmak kişnetmek havlatmak ve miyavlatmak)
    (bkz: hansel ile gretel/@ibisile)
  • geçen gün kafamı kaşırken aklıma gelen mükemmel tespitime göre insanın çevresinden ötürü mecbur kaldığı bir ilişki varsa, o muhabbet mutlaka bir yerden sonra toksik hale geliyor. yani yerim seni lan ne diyorsun aq diyemeyeceğiniz insanlar, bu sınırsızlığın verdiği rahatlıkla azdıkça azıyorlar, hak hudut dinlemiyorlar. bu bazen akraba, bazen iş arkadaşı, bazen komşu olabiliyor. biliyorlar ki aranızı bozmak istemeyeceksiniz, bi şekilde kem küm idare edeceksiniz.

    o yüzden komşu, iş arkadaşı vs gibi mecbur kaldığımız ilişkilerimizde sınırları korumaya kesinlikle dikkat etmeliyiz. bu kişileri gerçek birer arkadaş olarak görmeden önce, ulan bu tatava yapar da canımı sıkarsa ben bu herifi her gün görmeye devam edeceğim, bu durumu kafaya takmadan yaşayabilecek kadar gamsız mıyım yoksa bu lavuğu her gördüğümde canım sıkılacak mı diye düşünmeniz lazım, diyor ve entrymi bitiriyorum.
  • çok zor şey. her türlüsü zor ama. aileyle olan, arkadaşla olan, sevdiğinle olan ve işinle olan. her biri için farklı kalınlıkta törpü lazım insana. her bir ilişki de farklı bir tarafını törpülemek zorunda kalıyorsun ruhunun, kişiliğinin, alışkanlıklarının.
    her ilişkide dünyanın en güçlü yapıştırıcısının bile işe yaramayacagi kırılmalar yaşayabiliyor, elinde o parçalarla kalabiliyorsun. ara ara dilinle eksik dişi yoklar gibi yokluyorsun o kırılma anını, unutmuyor ama devam etmek için halı altına süpürüyorsun. bazen koyvermek geliyor, ama yapamıyorsun. sevmek çok zor iş. sorumluluk, bilinç, inanç her şey çok zor ama bırakıp da gidemiyorsun.
  • kadın erkek ilişkllerinde her iki tarafın frekansları tutuyorsa,yaşam şekilleri benzerse,kafa dengi ise,birde sadelik varsa tadından yenmez,tam yol ileri yani.
  • ortada bir tartışma var ise, kötü ilişkilerde sorun, iyi ilişkilerde ise duygular ön planda olur.

    burada sorundan bahsedilme durumu, duy beni, gör beni veya fark et beni demektir. halbuki, durumun hissettirdiği duyguya odaklanılırsa, bu duygu çözüldüğünde, sorun da beraberinde çözülecektir. çünkü, duygular devreye girdiğinde, duygunun etkileri duyulur, görülür ve empati ile fark edilir.

    soruna odaklanan iletişim varken, etkisi her zaman yıkıcı olur. çünkü, hislere hitap etmeyeceği için, sorun çözülsün veya çözülmesin, hislere çözüm bulunmadıkça, o hisler yaşanmaya devam eder.

    taraflardan biri, o durumun hissettirdiklerini anlatırken, diğer taraf, içinde bulunduğu sorunu anlatıyorsa, ilişkide bir kopukluk vardır ve bu durumu sorun olarak görenin, hislerine odaklanması ile düzeltilebilir.

    not: evet; hala düzeltilebilir. burada, sorunun duygu kaynaklı olduğu aşikardır ve duyguya indikçe, o duygunun yansıması olan sorunun da ortadan kalktığı görülebilir.
  • çok hassastır.karşındakinin güvenini bir kez kırdın mı toparlamak çok zordur.
    toplasanda her seferinde aklına gelicek,yüzüne vuracaksındır.
    düşünün sevgi bile yetmez bazen.en zoru da bu ya
    kırmayın ya şu güveni üzmeyin birbirinizi.
  • ballandıra ballandıra, yapmacık bir şekilde mutlu ilişkisinden bahseden adamın arkasından george costanza'nın söyledikleri:

    " aşıkmış! ilişkin hakkında kötü bir şey söyleyemiyorsan hiçbir şey söylememelisin."
  • iki kişilik yaşanması gerekir. uyum çok önemli. yanı sıra başkalarının da müdahil olmaması çok önemli. eğer mutlu bir birliktelik yaşıyorsanız bu sizi gülümsetir. gülümsemekte ömrü uzatır.
hesabın var mı? giriş yap