hesabın var mı? giriş yap

  • zamanında oyun için üretilen efsane telefon.
    şimdi en ucuz akıllı telefon bile çok güzel oyunları bize sunuyor. ancak n-gage çıktığında bu pek mümkün değildi. mantık olarak gameboy ve akıllı telefonun bir senteziydi. bence tek kusuru konuşma şeklinin çok absürt olmasıydı.

  • görev yaptığım okuldaki toplam 10 kadın öğretmenden sadece 2 tanesi açıkken ve kapalı olanlar halihazırda başörtülü derse giriyorken, açıklar ve kapalılar arasında çoktan zıtlaşmalar oluşmuşken, okul idaresi açık kadın öğretmenlere cephe almışken, yıldırma politikalarını hızlandırmışken, beni sadece acı acı gülümseten kampanyadır.

    not: açık kadın öğretmenlerden biri benim.

  • olmuş muhteşem bir filmdir. tarantino’nun bu sefer bol aksiyonlu bir film çekeceğini korkuyla ve üzüntüyle bekliyordum. ama iyi ki öyle olmadı. o yine gerçek sinemayı yaptı. bol yıldızlı durağan bir film çıktı yine. durağan olması marvel sinemasına göre tabii. *

    şu an çoğu kişi izlemediği için spoiler vermeyeceğim. kimse de vermesin. izlemeyenlerin hevesine sıçmayalım.

    edit: film vizyona girdiğine göre birkaç şey söyleyelim;

    insanların bu filme karşı tepkileri oldukça üzücü;
    “ee noldu şimdi?”
    “ben hiçbir şey anlamadım.”
    “film güzel değil ya ne anlatıyo ki?”
    ve benzer tepkileri hayretle dinledik. inanılmazdı. onların beklediği asıl şey şu: “kaslı bir süper kahraman olacak. bazı istenmeyen olaylar olduktan sonra insanları kurtarmaktan vazgeçecek. arkadaşları süper kahramanı ikna etmeye çalışacak. süper kahraman arkadaşlarının kurduğu süper kahraman grubuyla tekrar geri dönecek. süper kahraman grubu sanki kaybedecek gibi olacak ama asıl süper kahraman günü kurtaracak. günün sonunda süper kahraman taş gibi sevgilisiyle öpüşecek.”
    üzgünüz moronsu’lar ama quentin tarantino o tür filmler çekmez.

    --- ‘spoiler’ ---

    araba sahnelerinde brad pitt hiçbir şey yapmadan araba sürüyordu. onun yerine başka sahnelerle oyunculuğunu konuştursaydı çok daha iyi olacaktı. tek beğenmediğim nokta bu. ancak yine de filmin tamamı çok güzeldi.

    tarantino amca’nın tüm filmlerini izlemiş bireylerin yüzünde sebepsiz bir tebessüm göreceksiniz (işte bu yüzden bize ters ters bakmayın).

    sharon tate’nin kendini izlerken gösterdiği tepki eminim ki herkese tanıdık geliyordur. kendi başarını, kendi ürününü izlemek... tarantino bu noktayı çok iyi yansıtmış.

    olay örgüsüne hiçbir katkısı olmayan film seti sahneleri tam bir ustalık eseriydi. tarantino’nun ustalığı ve di caprio’nun 4-5 tane karakteri başarıyla aktarması hiç de kolay bir iş değil. zevkten başınız dönecek, filmi izlemeye gitmeden önce yanınızda peçete getirin.

    savaş karşıtı, sevgi dolu, nefret karşıtı insanları bu filmin sonundaki kanlı sahneyi izletirsek şüphesiz kahkaha atarlar. tıpkı reservoir dogs, death proof, inglourious basterds’teki gibi. bu duyguyu özlemişiz.

    ek: filmin sonu inglourious basterds’ta olduğu gibi değiştirilmiş.

    --- ‘spoiler’ ---

    ve yarısı terkedilmiş sinema salonu şu etkileyici sözlerle yankılandı: “e şimdi ne oldu? ben bir şey anlamadım.

  • çocukken bu adamların gazete köşelerini okur, bunlar herhalde bizim gibi cahil insanlar değil ki köşe sahibi vs diye düşünürdüm.
    bunların bu vasatlığı ülkeyi akp’ye bıraktı.

  • bisiklete binmeyen birisi olarak hiç görmediğim elitistlik. olm siz ne yiyip içiyorsunuz ya nereden kaynaklanıyor bu kadar eziklik? yeminle merakımdan soruyorum laf sokmak için değil.

    adam bisiklete biniyor amk. bi sik let. hatta mal sürücüler yüzünden ölüm tehlikesi falan da atlatıyor. adam gelmiş elitistlik diyor ya.

  • keşke lokanta işletseniz. ben 8 aylık bir işletmeyim.

    -lavaşçı 1 ayda 2 kez zam koydu. dur ne oluyor falan derken haftaya 4 lira daha zamlanacak dedi. una zam geliyormuş mecburmuş.

    -10 tl’ye almaya başladığım dürüm kağıdı dün 22,5 tl’yi. adama 10 kilo ver dedim. veremem haftaya 27 tl olacak, en fazla 5 veririm dedi.

    -14 tl’den almaya başladığım tavuk şu an 30 tl.

    -75 kuruştan almaya başladığım ekmek şu an 1.25 tl.

    -kolisini 68 tl’den almaya başladığım kolaya en son 98 tl yazmış (bunu yazan da arkadaşım ha)

    -195 tl’ye almaya başladığım yağ şu an 398 tl.

    -unuttuğum ve yazdıklarıma nazaran daha az zamlandığı için yazmadığım bir sürü kalem ürün var daha.

    ben salaklığımdan, müşteri kaybetmeyeyim diye yapamıyorum nedense zam. ama böyle de kesinlikle batacağım. sonuçta hayır kurumu değilim ben. bağışçılarım yok. sattığımdan daha yükseğe mal edersem nasıl ayakta kalacağım?

  • kendisi ile duygusal ilişkiye girerseniz, en sonunda"eeeeeeeehhh eytere lannn, sen beni sev, sen benle ilgilen, sen benden özür dile, sen sırtımı sev, sen beni anla, sen bana yaltaklan, sen benden talep et, sen benden rica et, sen beni uyut, sen benim için yaz çiz, sen kendi hatalarının farkına var, sen pişman ol, sen bana güzel laflar et" diye yırtınarak cinnet geçirirsiniz. ama hayır, cinnet geçirme hakkı da sadece ondadır.

    kendine o kadar hayrandır ve gururu için yaşar ki, sizi hayran olunacak insan kıvamından çıkartır, gurursuz kılar.

    özetleyeyim; ailesi/çevresi/geçmişi/eğitimi tarafından törpülenmemiş ise, siz de onu törpüleyebilecek ayakoyunlarına fersahlarca mesafedeyseniz egonuzu ezer, üstünüze basar geçer.

    bir tanesiyle evliyim ben bunların " benim gözlerim güzel mi? diye sormuştum geçmişte gaflete düşüp, "benimkiler daha güzel" demişti. gözlerinizin güzel olduğunu unutursunuz. aman ha.

  • 1) planın yoksa saldırı yapmaya kalkışma. nereden vuracağını, nasıl savunacağını, neleri feda edip neleri edemeyeceğini bilmediğin halde saldırıyorsan kaybetmeye mahkumsun.
    2) sadece savunma seni her zaman kurtaramaz. savunabildiğin kadar saldırabilmelisin de. yoksa sadece bir yere kadar kendini korumayı başarabilirsin, kazanmayı değil.
    3) elindeki hiçbir kozu küçümseme. sahip olduğun en önemsiz kuvvetlerle bile rakibini tamamen yıkabilirsin.
    4) bir adım atmadan önce bin defa düşün. tek bir adımın binlerce olasılığa kapı açabileceğini unutma.
    5) yaptığın her a planını destekleyen, atağının tehlikede boğulmasını engelleyecek bir b planın hep olsun. rakibin yaptığın a atağını yerle bir ederse sen de onu b atağınla tekrar bozguna uğratabilmelisin.

    ve son olarak:
    6) sahip olduğun rengin hiçbir önemi yoktur,sen oynamayı bildiğin sürece.

    ekleme: berbat satranç oynarım

  • üniversitenin ilk senesi. eve çıkalı çok olmamasına rağmen annemden cuma günü bir telefon aldım.

    "oğlum, babanla önce amcanlara sonrada size uğrayacağız, en geç pazartesi orada oluruz."

    telefonu kapatır kapatmaz tutuşmaya başladım. gözlerimi telefondan ayırınca halının görünmediğini fark ettim. 2 aydır kaldığım eve ilk kez bu gözle bakıyordum, yerde boş şişeler, pizza kutuları, market poşetleri...

    evi temizlerken hiç görmediğim tişörtler, çoraplar buluyorum. duşa kabine varana kadar temizledim. pazar günü olunca tüm bulaşıkları yıkayıp sarı bezi mutfağın ortasına serdim. anahtarı ilk aldığımdan daha temiz bir ev görüyordum, temizlik bitince belimin ağrısından nasıl uyuduğumu bilemeden pazartesi oldu. okula gidemedim haliyle. annem aradı,

    "bitti mi temizlik?" dedi, "bitti anne." dedikten sonra ne olduğunu anladım. kızamadım. teşekkür edip kapattım, evi 800 km öteden temizlettiği için.

  • mistisizm ve felsefe yüklü bölümlerini izlemeden uyuyamadığım fantastik dizi. hüsnü ve ailesinin başından geçen gizemli olaylar favorim. ayrıca rıza babanın baba ünvanını nasıl aldığını acilen bir flashback veya sabitle açıklamalılar zira bu olay dizinin en büyük gizemi. yıllardır bu olayı merak etmekten uyku uyuyamadım.

  • öncelikle:

    (bkz: bekledik bunu çok bekledik) !!

    beni müthiş heyecanlandıran oyun. inşallah beklentileri boşa çıkarmaz. cepten 3 defa bitirdiğim gameboy versiyonu sarmıyor artık.

    şimdi koca adam olup iş güç sahibi olduysak da o kendini pikachu sanıp damdan atlayan velet yüzünden tam da charizard'ın laf dinlediği bölümde yayından kaldırıldığı için hevesimiz kursağımızda kalmıştı. unutursak kalbimiz kurusun!